YURTSEVER ENTERNASYONALİZM

Yurtseverliğin milliyetçiliğe kılıf olduğunu ve enternasyonalizmle çeliştiğini iddia ediyorlar, oysa enternasyonalist olmak yurt ölçeğindeki mücadelelerde kavgayı göğüslemeyi öngerektiriyor. Yani komünist olmak zaten hem yurtsever hem de enternasyonalist olmaktır. Bilimsel sosyalizm dediğinizde, komünizm dediğinizde enternasyonalizmi dıştalayamaz ve enternasyonalist olduğunuzda da her şeyden önce bulunduğunuz yurt ölçeğindeki mücadeleye omuz vermeniz gerektiğini gözardı edemezsiniz. Bu iki norm da bilimsel sosyalizm biraz olsun incelendiğinde kolaylıkla farkedilebilir normlardır. Burada kavram oyunu yok ama yine de ısrarla bize "yurtsever enternasyonalizm" tanımı yaptırılıyor.


Yurtseverlik, bize sırf burası olduğu için ve sırf biz olduğumuz için değer vermiyor. Yurt olarak ortak politik iradeyle oluşan toplumsal birliğimize ve bu birliği eşitlik ve özgürlük temelinde kurma erdemine değer veriyor. Ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Yurtseverlik enternasyonal olmadığında yurtseverlik olmuyor ve bu yurtseverlik değil yerlicilik olduğunda kolaylıkla azınlık ya da göçmen düşmanlığına dönüştürülebiliyor. Oysa basitçe düşmanca ülkücülük değil de sağlam bir karakter temeli olarak yurtsever enternasyonalizm odağına sevgiyi alır. Yani başka bir yurda giderseniz, orada da yurtsever oluyorsunuz. İnsanın yaşadığı ülkeye olan sevgisi doğal olarak ülkenin geleceğine özel bir ilgi göstermesine sebep oluyor. Hatta kimileri kendi yararını düşünürken, kimileri de yurtseverliğin etkisiyle bulunduğu topraklar için canını bile feda edebiliyor. İşte erdem olarak sözünü ettiğimiz şey de tam olarak yurt genelinde bu toplumsal birliği kişisel çıkarların önünde tutmaktır. Burada yurt herhangi bir kelimenin mecaz anlamlısı değildir ve ne kadar yurttaş varsa hepsini ilgilendiriyor. Daha önce bir başka yazımızda söz ettiğimiz gibi milliyetçilik ise hayal ürünü bir aidiyet gerektiriyor. Yurtseverlik, sevgiye dayanan anti-emperyalist bir düşünce biçimiyken, milliyetçilik rekabete dayanıyor. Yurtsever, vatanının ekonomik kuruluşlarının özelleştirilmesine karşı ve olgulara emekçilerin çıkarları açısından yaklaştığından, milliyetler arasında bir eşitsizliği de kabul etmiyor. Yine milliyetçilik özelleştirmeci, baskıcı, yayılmacı, saldırgan ve yurda yabancıyken, yurtseverlik savunmacı ve özgürlükçüdür. Yurtseverlik yurttaşların hepsine yöneliyor ve bu yönüyle bütünleştiricidir. Oysa milliyetçilik üstünlükçüdür ve asimilasyon dediğimiz aynılaştırma çabası sonucunda insan ayırıyor, zor kullanarak bölücü görev üstleniyor. Yurseverlik ise birlikte yaşama koşullarındaki zorlukları aşmak için yurttaşların hangi etnik kökenden geldiklerine, uluslarına bakmadan görev alarak hareket ediyor. Yurtseverseniz emeğe verilen değer odaklı halk sevgisi taşımanızın yanında yurdun bağımsızlığının biricik yolunu da sosyalizmde buluyorsunuz ve anti-emperyalist, anti kapitalist, anti faşist olmanız kaçınılmaz oluyor. Bu bağlamda yurtseverlik yalnızca ezilen ulusla dayanışma içinde kalmıyor, aynı zamanda kitle bağlarını tüm yurttaşlar için güvenilir hale getiriyor. Yurtseverlik kimlik mücadelesi ve toprak sevgisi değildir, çünkü odağına ulusu değil sınıfı alıyor. Yurtsever değişim için mücadele ederken, milliyetçi değişime karşı direniyor.

En basit haliyle yurtseverlik bulunduğun yurt için mücadele etmek, geliştirdiğin ve ilerlemesi için çabaladığın yurdu sevmektir. Ve milliyetçilik açıkça içi boşaltılmış kof bir vatan sevgisi iken, savaş zamanlarında da emperyalizmin amaçları doğrultusunda kukla devletler yaratmak için gereklidir. Yurtseverlik ise enternasyonal olarak sömürü çarkına çomak sokmaktadır. Ayrıca enternasyonalizmden söz edelim de buraya kadar anlatmış olduğumuz yurtseverliğin onunla olan ilişkisi daha rahat anlaşılsın ve komünistleri milliyetçilikle yaftalayan sözde sosyalistler de karşılarında kim olduğunu ya da görmek istiyorlarsa yanlarında olmasını istediklerinin kim olduğunu daha doğru anlasınlar.

Bu konuda çok kullanılan ve yurtseverlikle enternasyonalizmin arasına set çekiyor gibi görünen bir alıntıyla başlayalım. Marx "İşçi sınıfının vatanı yoktur" der ve tüm dünya işçilerinin birliğine gönderme yapar. Peki Marx sadece bunu mu söyledi. Bir bakalım. Tamamını okuyalım: "İşçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil. Proletarya, önce siyasal iktidarı ele geçirmek, kendini yurt çapında sınıf düzeyine getirmek, kendini yurttaş yapmak durumunda olduğu için, kendisi de yurt çapındadır hâlâ, ama asla burjuva anlamda değil." Anlaşılan Marx’ın ifade ettiği şey pek de ilk alıntılandığı kadar değilmiş.

Enternasyonalizm burjuva kozmopolitizmiyle karıştırıldığı için, sadece birilerini desteklemek sanıldığı için aslında ne olduğuna değinmemiz ayrıca bir önem taşıyor. Farklı ulusların küresel dayanışması proleter enternasyonalizmin önemli bir bileşeni olsa da proleter enternasyonalizm dayanışma sorununa indirgenemez. Küresel bir sınıf olan proletarya koordinasyon komiteleriyle yetinemez ve dünya partisine (komintern) ihtiyaç duyar. Ama ne zaman ihtiyaç duyar buna biraz sonra değineceğiz.

Enternasyonalizm, daha açık olarak proletarya enternasyonalizmi, proletryanın çıkarları için yurt çapında ve küresel politika geliştirmektir. Bu politikalarla yurtiçi ve yurtdışında halkla ve sınıfla kitle bağları kurulur. Bu bir ilkedir. Dünyanın hemen her yerinde işçiler sömürülmektedir. İşçi hangi ulustan olursa olsun üretim araçları yanında mülksüzdür. Ve sermaye sınır tanımayarak en kanlı savaşların ortasında el sıkışıp alışveriş yapabilir. Sınırlar işçileri bölmek ve sömürmek için vardır. Bu durumda enternasyonalizm dünya devrim sürecinin kilit noktalarını aşıp kavrarken üzerinde bulunulan yurtta gereğini yapabilme yeteneğidir. Yani "küresel toplum yaratacağız" derken yurtseverliği önemsemezlik yapılamaz. Komünist olmak, dolayısıyla enternasyonalist olmak, yurt çapında bir sınıf mücadelesini sahiplenmeyi gerekli kılıyor. Bilimsel sosyalizmin, komünizmin enternasyonalist özelliği yurt çapında bir sınıf mücadelesini öngörerek dayatır. Kendi savaşım alanımızda elde ettiğimiz her yeni cephe, küresel sınıf mücadelesine eklenir. Yani enternasyonalizm, yurt çapındaki sınıf mücadelesinin karşıtı olarak görülemez. İşçi sınıfının iktidarda olduğu ya da cephe açtığı her yerle dayanışmak, enternasyonalizmin ölçütü, komünist partilerin en üst enternasyonal görevidir.

Yurtseverliğimiz, bizde, burjuvazi ile işbirliği yapmaya neden olmuyor. Ayrıca dünya komünist hareketinin tüm unsurları, her yurttaki karar merkezleri, dünya devrimi sürecinde yeni bir kominterne ihtiyaç duyulduğunda, yani dünya devrimi kapitalizme darbeler vuracak kadar güçlendiği zamana kadar ortak sorumluluklarını özgür iradeleriyle yerine getireceklerdir.

Paylas:

Abone Ol Yayınları Kaçırma!